Pazar sabahı uyandığımda gelen kutuma gelen bir e-postayı paylaşayım sizinle. Naranja isimli, henüz tanımadığım bir kadın güzel bir hikaye yazmış, belkide yaşamıştır.. Teşekkürler…
Yağmurlu bir gün olmalı. Henüz gözlerimi açmadım ama burnuma toprak kokusu doluyor. Ne huzur verici. Sırtım ona dönük , bükük , çırılçıplak. Biliyorum, uyandı ve tavana bakıyor iri gözleri. Uykulu.
Tam ona dönmeyi düşünürken nefesini hissettim ensemde. Sıcak. Ardından minik öpücükleri… Ensemden sırtıma doğru yavaşça indi. Sanırım beni uyandırmak istedi ama korktum uyandığımı belli etmeye. Büyü bozulmasın öpücükleri devam etsin diye. Sıcak nefesi ve minik öpücükleri belime kadar indi. Bedenime çöl kumları serpildi sanki, yanıyorum. Elleri kalçamda gezinirken, öpücükleri çatalımda beni şımartmakla meşguldü. Daha fazla dayanamadım ve ani bir hareketle ona döndüm. Şaşırdı. Ellerimi omuzlarına koydum ve yatırdım onu yatağa. Onun kadar nazik davranamadım bu sabah. Aç bir aslanın avına saldırışı gibiydi hırçınlığım. Sabırsız, sert, hızlı. Başını tuttum ve birkaç saniye gözlerinin içine baktım. Ardından dudaklarına yapıştı dudaklarım. Uzun uzun öptüm, emdim, ısırdım. Bir an nefesim kesilecek gibi oldu ve doğruldum. Saçlarımı geriye attım. Yüzüne baktım. Gözleri göğüslerimdeydi. Kısacık molamı değerlendirdi ve bir anda altında buldum kendimi. Tek göğüs ucumu emerken diğeri parmaklarının arasındaydı. Emilmek ve okşanmak. İki ayrı zevki aynı anda yaşamak ne hoş. Göğüslerim onun yanındayken her zamankinden daha dolgun. Daha dik. Uçları çıkık. Hazırda adeta. Ve şimdi mutlulukları renklerinden belli.
Parmakları karnımda dolaşmaya başladı. Sonra da dudakları. Ve sıra kasıklarımda. Aaahh şimdiden dilini vajinamda istiyorum. Ne oldu o utangaç, küçük kıza? Hı? Erkeğim biliyor işini. Yavaş yavaş hareket ediyor, beni çıldırtmak için. Ama daha fazla sabredemeyeceğim. Kasıklarımda olan başını yavaşça aşağıya doğru ittiriyorum. Ellerini baldırlarımın iç tarafına getirdi ve araladı bacaklarımı. Önce bir kaç minik öpücük. Ardından daha büyük, ıslak öpücükler. Sonra da dil darbeleri. Nefesim karnımdan içeri doğru çekiliyor. Başımı geriye doğru çeken bir güç var sanki. Boynum bütün gerginliğiyle ortada. Göğüs kafesim çıkık. Karnım kayıp. Tırnaklarım çoktaan erkeğimin sırtında haritalar çizmiş bile. Şimdi sımsıkı çarşafı tutuyor. İniltilerim zaman zaman çığlıklara dönüşüyor. Sesimi kendim bile tanıyamıyorum. Bu nasıl mükemmel bir haz böyle. Şayet ölümümden önce son dileğimi sorsalar, bu ana yeniden dönmek isterdim. Ufak bir kaç acıyla irkiliyorum, şimdi avına saldıran aslan o oldu. Elleriyle kalçalarımı, baldırlarımı sıkıyor, vajinamın etrafına haylaz ısırıklar bırakıyor. Artık içimde olmasını istiyorum. Daha fazla dayanamayacağım. Erkeğimi yormayıp, üstüne çıkarak ödüllendireceğim onu, derken sinir bozucu bir alarm sesi duymaya başladım. Etraf bulanıklaştı. Önce yatak kayboldu. Sonra sol taraftaki dolap. Sonra erkeğim… (Gitme sen, yatağımız olmasa da olur) Hepsi bir rüya mıydı şimdi? Oysa daha kahvaltı yapacaktık beraber. Taze ekmeğime reçel sürüp bana uzatacaktın?
Naranja
gizlihesap.tmblr
0 yorum:
Yorum Gönder